Düşün Bir Kİtapsın

Düşün,
Bir kitapsın!
Yıllardır,
Birilerinin seni okuması için bekleyen bir kitap!

Bir gün,
Bir el seni o tozlu raftan alıyor / Seviniyorsun
”Evet,  biri seni okuyacak!”
Sayfaların titriyor sevinçten
Kelimelerin heyecandan dağıldı dağılacak

Yavaşça açılıyorsun
Çok mutlusun
Satır aralarından kuşlar uçuşuyor

Derken,
Sayfanı yırtıp alıyor o el!
Sonra,
Bir sayfanı daha
Bir sayfanı daha…

Üşüyor Saçlarım

Sesini  özledim en çok
Mırıldandığın ninnilerden karanlığa sızan
O karanfil kokusunu

Gülüşünden doğan serçelerin
Kanat sesleri sustuğundan beri
Gece hep ayaz

Ellerine ne çok kar yağmış anne
Ellerin ne kadar çok Şubat
Üşüyor saçlarım

Nisan

Süt  kokusuna
Kırağı çalmış
Kefeni kundak yırtığı bir an
Baharın buz gibi memelerinde
İlk nefes acısı
Yüreğe batan
Ardından
Bir ağlama sesi / Sıradan
Doğdum
Adım Nisan

Annem gül kokuyordu

Şair Ve Şiir

Önce  gözlerini açmalı kelimelerin
Kelimeler de görebilmeli kendini
Şairini tanıyan şiirler yazmalı
Biraz anarşist
Biraz faşist
Terbiyesiz

Aşk, biraz dinlenmeli

Ya bir istasyon
Ya bir liman
Hep aynı kadın
Hep aynı adam

Gitmeler
Kalmalar
Yalnızlıklar sıradan

Mısra mısra
Sayfa sayfa
Biraz da diğerlerinden bahsetmeli
Ondan
Şundan
Bundan
Bir ölüden
Bir diriden
Bir köleden
Bir kraldan

Ve gülüşünden bir züğürtün

Hayata dair
Yaşamak tadında
Biraz da sokak aralarına düşmeli şair
Şarap
Ve şiir

Uçuşsa Saçlarım

Saçlarım
Ne kadar da soğuk ve yalnız
Dağınık ve uykusuz
Sanki yıllardır hiç taranmamış

Bir rüzgar çıksa
Dokunsa
Uçuşsa saçlarım

Saçlarım
Ne çok siyah
Ne kadar çok geceye dolaşmış

Dağınık ve uykusuz

Anlamak

” Sonbaharda hüznün damarını çatlatan,yapraklarını döken ağaçlar değil;
kanatlarından yaralanmış, gebe kuşlar.”

Deli bir mavinin içinden sızar o karanlık hatıra
Evinin en loş duvarlarına
Yırtılır yüreğinin içinde sonsuzluğu sevdanın
Sonra bir gemi kalkar avuçlarından
Bileklerinde intihar eder
O eskicinin bile uğramadığı harabe liman

Anımsamayı unuttuğun yüzler deler gözbebeklerini
Anımsamaya başlarsın

Neyi geride bıraktım sahi
Hangi mevsimdi
Hangi acele işlerdi
Neye koşturdum yalınayak, unutarak kendimi
Varoluş
Yokoluş
İlkbahardan kaçıp
Sonbahara sığınmak gibi

Özgürlüğümü düşürdüm
Ayak izlerinin en acıtan derinliğine
Bir çığlığa esir ettim
Şehrin tüm boşluklarını
Zaman geçti
Hayat devretti tüm sevgileri başka bir telaşa
Başka bir telaşla

Düşündüm
İrdeledim
Sahi değdi mi

Değmez mi!

Cehennem kaçkını pervasız bir rüzgârla
Sonbaharda dans ederken yapraklar
Havada asılı kalmış gebe kuşların çığlıkları ile uyandım
Anladım ki
Sen yoktun
Ve ben hiç senin olmadım

Ağlamak değil
Anlamak gerekiyordu
Anlıyorum

Gitmen gerekliydi ve gitmeliydin.

Elenisa 1

Elenisa,

Gözlerinden dökülen bütün aşkları / Yıllarca
Kalbimin içine sakladım
Kalbim!
Ah, zavallı kalbim

Ne çok isterdim Elenisa, bir bilsen
Sen başkalarına ağlarken / Çoğalırken
Ellerini tutmaktan çok
Gözlerini tutmayı

En çok da
Gözlerin Elenisa
O aşka acemi gece gözlerin
Umudum
Düşüm
Nefesim

Aç gözlerini Elenisa
Aç!
Yakışmıyor uyumak sana
Gecenin bir yarısı koynunda
Sana uzak bir kalbin

Kelebeklerde Terk Etti Beni Kuşlardan Sonra

Çok  önceydi
Önceden biraz sonra
Dışarıda kar yağıyord
Soğuktu hava
İçeride gülüşün vardı
Yeni demlenmiş çay
Taze simit

Gülüşürdük herkesten uzak / öpüşürdük sıcacık

Akşam üstleri
Levrek
Rakı
Roka

GÜZELDİK

Çok sonraydı
Sonradan biraz önce
Dışarıda kar yağıyordu
Soğuktu hava
İçeride titrek bir sessizik
Ellerimi tutuyordun
Ellerimi ilk kez bu kadar korkuk tutuyordun
Dudakların üşüyordu

Dilinde iki kaçak kelime / İki bıçak
Bilelenmiş

Sus!
Dedim ya sana…

Biliyor musun
Kelebekler de terk etti beni / Kuşlardan sonra
Saksıdaki begonya da öldü
Bütün gün böceklerle konuştum
Sonra…
Sonra onlar da gittiler
Sen de gelmedin o gece
O gece hiç sabah olmadı

Dışarıda kar yağıyordu
Soğuktu hava

Dönsen

Hangi kentten başlasam seni unutmaya
Hep, aynı sokak ortasında buluyorum kendimi
Geçip gidenler hep sen
Bütün evleri sen dolu bir sokak

Sanki dünya bir karış İstanbul
İki avuç sen

DÖNSEN