KIRMIZI

Sizi, hiç çocukluğunuzdan vurdular mı?
Kimliğinizden, dilinizden…
Peki ya düşlerinizden?
Yeni alınmış oyuncak bebeğiyle ya da oyuncak arabasıyla birlikte, mışıl mışıl uyurken çocuklarınız, uyanamadıkları oldu mu? İki adım ötenizde, yanıp tutuştu mu oğullarınız, kızlarınız?

Babanız yanağınıza öpücük kondururken, anneniz saçlarınızı tararken…
Birden!
Tam da gözlerinizin önünde
Daha siz okumayı bile öğrenmemişken
Daha siz annelerinizin memesindeki süte muhtaçken
Kırmızıyla tanıştınız mı hiç?
KIRMIZI!
Kırmızı, diyorum, kırmızı!
Kırmızıyı sevmez bazı çocuklar.

Adsız 5

Oysa,
Tam beni öptüğün yerde uyanmalıydım

Dudak izlerin üşümeden
Ve kalbim
Bunca ölmeden

Kırk Yıl

Göz kapaklarında ağırlığı duruyordu zamanın

Zamanın kırlaşmış uykusuzluğu

Ağır ağır açılıp kapandıkça gözleri

Saatine bakıyordu

Ya yarın yoksa!

Yaşar mıydı bir gün daha

Sol tarafında yatan o güzel / Kırk yıllık

Kadının koynunda

Bir gün daha

Canım Cehennem

Söylenecek bir söz ?

Ne denilir ki bir veda anında
Hoşça kal, dışında
Hele de vakit bomboşsa

Bak işte!
Hiç söz yok
Canım cehennem
Cehennemin dibine kadar…

GİT! Desem

Şubat

Tam da yara aldığımız yerden yakalıyorlar bizi

En şubat yanlarımızdan…

Adsız 4

Her aşk katilini yanında taşır

Seve seve öldürülürsün…

Siz

Siz,
Evet siz!
Her gün biraz daha mavisiniz
Yeşil
Beyaz
Turkuaz

Her gün biraz daha sümbül
Lale
Karanfil
Gül

Gül, dedim de
Çok güzel yüzünüz
Keyifli
Ve bol şekerli gülüşünüz

Ah, gülüşünüz
Bana uzak
Çok uzak
Daha da uzak

Benim siyahtan başka rengim
Küçük, çatlak bir saksıda kaktüs çiçeğim…
…den başka

Yok!

Yok kalbinizden tutacak
Ne keyfim
Ne de şekerli düşlerim

Nisan

Süt  kokusuna
Kırağı çalmış
Kefeni kundak yırtığı bir an
Baharın buz gibi memelerinde
İlk nefes acısı
Yüreğe batan
Ardından
Bir ağlama sesi / Sıradan
Doğdum
Adım Nisan
Annem gül kokuyordu

Son Nefes

Bir teli kırık keman eşliğinde
Dilimde titrek bir ıslık / Hüzzam
Karanlığa dolan

Ölmekteyim…

Serçelerin son ölüm uçuşlarında
Bilenmiş eski gecelerden bir an
Şah damarım paslı bıçak kesiği
Ve can iki nefeslik ömür
Payıma kalan

Bir ben gelmiş yapışmış yakama
Boş sessizlikte
Bir çığlık ben

Kan gölü ağzımın boşluğunda
Son bir iki nefes / Daha
Geride sen
Ve itiraf edilmemiş bir yalan
Aşktan kalan

Ölüyorum
Vakitlerden senli bir an

Haziran

Aylardan haziran
Bir Şubatın boşluğundan doğan
Bahçemizde ebruli
Akşamüstü çiçekleri
Kırgın…
Solgun…
Yaprakları kan revan…
Son bir sevişme / Daha
Aşktan kalan

İliklerime kadar
İnceden inceye
Yağmur sesinde hicaz
Uçurum renginde kar
Ağlayan beyaz

Sen
Ateşteki bakır
Sudaki isyan
Git!
Gelmelerini sevmedim,
Anlamadım lisanından…

Git!
Kar altında sevişemez
Hiçbir Haziran